hayalgücü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hayalgücü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Şubat 2013 Salı

Burger King Magneti Bakın Neye Dönüştü?

Sık sık eve yemek sipariş eden bir Burger King tutkunu olarak verdikleri magnetlerden elimde çok sayıda birikmişti,bir yerde değerlendiririm diye atmadım.Düşünürken düşünürken aklıma çok güzel bir fikir geldi...

Netten beğendiğim bazı resimlerin çıktısını aldım.Ardından o resimleri üst katını yani yazılı kısmını sıyırdığım magnetlerin üzerine yapıştırdım.Ardından da 2 kat şeffaf oje geçtim.Ve işte sonuç...Nasıl olmuşlar?






22 Ekim 2012 Pazartesi

Ahşap Üzerine Yakma Tekniği İle Bardak Altlıkları




 
Uzun bir aradan sonra gene buralardayım...:)Doğrusu bloğu çok boşladım ve bu da hiç iyi olmadı...Neyse,telafisine bir yerlerden başlayalım değil mi sözü fazla uzatmadan:)
 
Bunlar son zamanlardaki çalışmalarımdan,yakma tekniği ile oluşturduğum bardak altlıklarım.Özel kutusu ile beraber.Boya kullanmadım,sadece cila var.Doğal görünüme sahipler,ben çok sevdim.Siz nasıl buldunuz?

26 Aralık 2011 Pazartesi

Telden Bisiklet Küpeler


Tellerden yapılabilecek takı örnekleri ararken internette,bu telden yapılmış bisiklet şeklinde küpelere denk geldim.Detaylarıyla,fikrin orijinalliğiyle çok hoş;kolayca da yapılabilir.Bunlar Kenya'da TEMAK adlı AİDSten etkilenmiş çocuklara,onların bekar annelerine,kimsesiz çocuklara yardım eden bir kuruluşta yapılmış sitesinde okuduğuma göre.Orijinal kaynak için sizi buraya alalım.

29 Ekim 2011 Cumartesi

Kendi Yaptığım Düğmeden Küpeler

Evde çok fazla düğmeniz varsa bunları nasıl değerlendirebilirsiniz?Bunun pek çok yolu var.Bu yollardan bir tanesi de onları küpeye dönüştürmek.Ben elimdeki çift sayıdaki pek çok düğmeyi küpeye dönüştürdüm.Küpesiz çıkmayanlardanım:)Böylece de elimde çok çeşitli,pek çok kıyafetle rahatlıkla kombinlenebilecek bir sürü küpem oldu:)

 
Özellikle vintage görünümlü düğmelerden yapılan küpeler harika oluyor.Yapım teknikleri de çok basit.Düğmenin arkasının şekline göre yapım şekli de değişiyor.

Mor küpe gibi olanlarda mesela sadece ucuna minik bir boncuk taktığım toplu iğneyi geçirdim ve pense ile  kıvırdım,ucunu kesip törpüledim.Bir de yatay bir şekilde kıvırdım,dik değil,çünkü diğer türlü tecrübelerime göre düğme büyük olduğundan ağırlık yapıyor ve  düzgün durmuyor.

Bazılarında da keçe ya da deriye toplu iğneyi geçirip japon yapıştırıcısı ile düğmenin arkasına yapıştırdım.Japon yapıştırıcısı çok sağlam yapıştırıyor,ancak tabi ki çok kuvvetli bir yapıştırıcı olduğundan onunla çalışırken oldukça dikkatli olmak gerekiyor,fazla sürmemeli,hemen yapıştırıp bastırmalı.Ayrıca keçeye dökülünce de tepkimeye girip duman çıkartabiliyor,o yüzden azar azar ve yavaş yavaş dökmeli.

Bu tür toplu iğne ile yapılan küpelerde ucunu kesip törpüledikten sonra bir de şeffaf oje geçerseniz sonuç çok iyi oluyor.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Klişe bir ayakkabıdan klasik bir ayakkabıya...


Bu deseni pek çoğunuz bu sezon modasından hatırlıyorsunuzdur.Ben bu ayakkabıyı Nisan 2011 gibi almıştım ve o zaman daha popüler değildi bu desen.Ayakkabıyı görür görmez"Aa,ne tatlı renkler!"dedim ve deneyip hemen aldım.Ama sonradan bu kadar yaygınlaşıp popülerleşince bende bir soğuma oldu ayakkabıya karşı...Ve ben de ne yapabilirim,bu ayakkabıyı değiştirebilir miyim derken...
Ayakkabının üst yüzeyi kumaştan olduğu için burada kumaş boyası imdadıma yetişti.Hem tam kapatıcılık açısından,hem de bu aralar siyah bantlı bir ayakkabım olmadığından siyaha boyayım dedim.Çok da iyi ettim bence:)Siz ne dersiniz? 

Yenilenmiş Atölye Önlüğüm



Daha önce bahsetmemiştim sanırım,ben bir El Sanatları Öğretmeniyim ve Zihinsel Engelli çocukların eğitim gördüğü bir okulda çalışıyorum.Öğrencilerim hafif düzeyde zihinsel engelliler ve 16-23 yaş aralığındalar.Atölyede öğrenciler bir yandan galoş yapıyorlar,bir yandan da ben bireysel eğitimle onlara basit düzeyde el becerileri öğretiyor ve onların da yardımıyla satılıp geliri okulumuz için kullanılmak üzere bazı el işi ürünler yapıyorum.Kendi bazı ürün tasarımlarımı ise evde yapıyorum.


Evet,kendim hakkında bu önbilgiden sonra gelelim atölye önlüğüme...:)Bu aralar atölyede daha çok boya işleri yapıyoruz ve devamlı önlük giyilmesi gerekiyor.Benim önlüğümün ise bazı yerleri boya olmuştu ve bu da kötü bir görüntü oluşturuyordu.Ben de oldu olacak,nasılsa önlük daha da boyanacak,kumaş boyalarıyla boya dökülmüş ve de  sıçramış gibi rastgele desenler yapayım,en baştan kirlensin dedim.Hem de böylece bir tarz kazansın:)Aldım elime fırçayı ve bir oraya,bir buraya....:)Ve ortaya bu sonuç çıktı...

14 Ekim 2011 Cuma

Yılan Anahtarlık!


Bu güzel yılan derisini malzeme olarak  ilk gördüğümde aklıma ne geldi dersiniz?Düz manasıyla,yılan,evet!İki yanına minik gümüş taşlar yapıştırarak göz oluşturdum,kırmızı deriden bir de çatallı dil ve işte küçük sevimli yılanım,şimdi anahtarlığımı süslüyor!:)

Asi Punk Taç Böyle Olur!



Bu taç bir saç tokamdan yapıldı.O haliyle biraz kullanışsız bulduğum için onu bozdum,düz sade ama hafif enli bir tacın üstüne burarak silikonla yapıştırdım.Ve uçlarını serbest bıraktım.Siyah saçlarda,dağınık çılgın bir topuzla güzel duracağını düşünüyorum.Ne dersiniz?

6 Eylül 2011 Salı

Deri Parçaları ve Bambaşka Bir Ayakkabı

Bu ayakkabı benim bir düğün için aldığım ve sonradan giymediğim süet  bir ayakkabı...Önceki fotoğrafını çekemedim malesef ama şöyle söyleyeyim önünde taşlı bazı süslemeler vardı ve ayakkabıya abiye bir görüntü kattığı için günlük hayatta kullanamıyordum.Ben de döktüm parça derilerimi önüme,ne yapabilirim derken ortaya bu sonuç çıktı...

Parça derilerle gözüme hoş görünecek bir kombinasyon yaptım ve ayakkabıya siyah mumlu iple sabitledim,siyah zımbalı parçanın üzerinden.

Sonra transparan naylon iplikle belli yerlerden sabitleyerek yanlardaki derileri ekledim ve gene aynı şekilde çevresinden ince bir zincir dolaştırdım.Bu işlem bir hayli uğraştırdı ama sonuç?... Değdi doğrusu:)
Not:Fotoğraftaki tarih ayarlanmadığı için yanlış,bu 2 hafta kadar önce yaptığım bir çalışma.

5 Şubat 2011 Cumartesi

KAPTAN DÜŞÜKDON VE PROFESÖR PAÇALIDON'UN HAİN PLANLARI

Şubat tatili için ailemin yanındayım.Bol bol okuyarak,film izleyerek ve bu bloğu geliştirerek geçirmeyi hedeflediğim bir tatil...Geçenlerde de 10 yaşındaki kızkardeşimin bir kitabı gözüme takıldı kitaplığının rafları arasında.Gayet de komik isimli bir kitap."Kaptan Düşükdon ve Profesör Paçalıdon'un Hain Planları":)...İlgimi çekti tabi.Ee bir bakalım dedim,ne menem bir şeymiş...İşte bu andan itibaren geçirdiğim dakikalar,bir çocuk kitabının da aslında yetişkinler için,özellikle de sanat ve tasarımla,ya da yazarlıkla ilgilenen yetişkinler için ne kadar faydalı olabileceğini gösterdi bana.


Bizim zaman içinde büyük bir oranda kaybettiğimiz absürd hayalgücünün uç örnekleri,uçuk hikayeler bana çok değişik fikirler verdi.Ve işin güzel tarafı,bu tarz bir kitapta sınır yok!Bir çocuk kitabı yazarı;istediği fantastik dünyayı dilediğince en çılgın şekilde,gönlünce "saçmalayarak" oluşturabilir.Ve bu da biz büyüklere çok farklı ilhamlar verebilir!Siz de böyle bir kitap okumayı bir deneyin derim.Hem böylece içimizdeki çocuğu da beslemiş oluruz aynı zamanda...
 
HAYALLER OLMADAN BİZ NEYİZ Kİ? - Blogger Templates, - by Templates para novo blogger Displayed on lasik Singapore eye clinic.