19 Şubat 2011 Cumartesi

YANGIN MALZEMELERİ STANDI NASIL KİTAPLIĞA DÖNÜŞTÜ?

Atılacak olan eski bir yangın merdiveni geçti elime.Yangın merdiveni dediysem şu hani eski tip;kova,kürek vs. yangın söndürme malzemelerinin konduğu platformlardan bahsediyorum.Gördüğüm anda kafamda hemen bir şimşek çaktı!Ne zamandır dolup taşan kitaplığıma ilave raflar istiyordum.Bu teneke malzemeli basamaklı 2 parçalık platform bunun için idealdi!


Gelelim neler yaptığımı anlatmaya...Gerçi henüz tam olarak bitirmedim ama biraz sabırsızlık göstererek kitaplıkların bir parçasının ilk fotoğraflarını koyuyorum,bitmiş hallerini de daha sonra eklerim.

Şimdii,neler yaptım;öncelikle dış yüzeyleri boyamak için kullanacağım boyayı seçtim.Metalik bronz renk.Ve tüm yüzeyleri bununla bir güzel boyadım.Fringe'i izlerken yaptım bunu,çok da eğlenceli oldu:)Ardından iç yüzeyler için yüzeyleri kaplamada kullanılan yapışkanlı folyoların ağaç desenlisinden kullandım.Oldukça basit,ekstra beceriler gerektirmiyor.Maliyet olarak çok ekonomik ve çok da farklı.Fotoğraflarda da ilk halini ve sonraki halini görüyorsunuz.




Gördüğünüz gibi üzerinde yazısı bile var:)


Ve üzerinde çalışılmış hali:)

1 yorum:

  1. 28 Şubat 2011 10:52
    Ellerine sağlık "Hayal", sana "Hayal" mi demeliyim?
    Şubat başında bana yazdığın yorumu anında okuduğumu bilmiyorsun sen tabi, evde ekran karşısında öylece pinekliyordum, o gün sanki tek güzel şey, bana keyif veren tek şey yorum yazdığın posta konu olan Bülent Ortaçgil şarkısıydı, ekran karşısında pineklerken , bir de şarkıyı dinlerken döndür&dur, yorumun düştü, şu an gibi hatırlıyorum çünkü o günün o şarkıdan sonra en güzel ikinci şeyi oldu, böyle, nasıl desem, kalbim pıt diye çarptı..harika bir şey yazmıştın çünkü,"bazen sırf moralimi düzeltmek için açıp okuyorum yazdıklarınızı". Bu çok acaip bir şey, kendin için yazdığın, kendi kendine mutlu olduğun bir şeylerin hiç tanımadığın birilerine de bir şeyler hissettirebilmesi...bu tek ve yalnız olmadığımızı gösterir, biliyorsun , değil mi? İlk blog yazımda, ilk önce kendim için biriktirmek istediğimden, bunun için bloğumun yeni bir kanal olmasından bahsetmiş, bloglarıyla bana tıpkı senin hissettiğin gibi hissettiren başkalarından aldığım cesaretle de belki 1-2 kişiye de ben dokunabilirim demiştim...yorumun bunu başardığımı gerçekledi...bir de biraz şaşırdım, çünkü yazmaya başladığım dönemlerde öylesine huzur ve keyif doluydum ki...sonra..geçen yazdan bu yana yazılarımın seyrekleştiğini, hatta ruh halimin sevimsizleştiğini görmüşsündür eski yazılara göz attıysan...böyle olması yüzünden biraz tasalıydım, böyle iddialı bir ismin altında sürekli sıkıntı, mutsuzluk vs vs...herşeye rağmen satır aralarında hala güzel bir şeyler okunabiliyor olduğunu görmek öyle nefes aldırdı ki bana...Yorumunu okuduğum günden beri sana yazmak hep aklımın bir köşesindeydi,ama işte okumuşsundur, ağrı, sızı, ameliyat derken bugün oldu..seni okuyorum...sevgilerimle...Peren...

    YanıtlaSil

 
HAYALLER OLMADAN BİZ NEYİZ Kİ? - Blogger Templates, - by Templates para novo blogger Displayed on lasik Singapore eye clinic.